Doktora Kabulleri: Kapsamlı Rehber

Alperen Keleş
7 min readJan 29, 2022

Geçtiğimiz Nisan ayında “Doktora Başvuruları: Kapsamlı Rehber” adı altında başvurular esnasında ihtiyaç duyabileceklerinizi bir kenara toplamaya çalıştığım, kendi başvurularımda keşke birisi bana bunları söyleseydi dediğim bir yazı paylaşmıştım, linkini aşağıya ekliyorum.

Yazının üzerinden neredeyse 1 yıl geçti, doktoradaki 5. ayımı bitirmem, ilk konferansıma gitmem, pek çok arkadaş edinmem, ilk projelerimde çalışmaya başlamam, arkadaşlarımın ilk 5 aylarını nasıl geçirdiğini görmem, kültür şokundan bir derece de olsa kurtulmam, danışmanımla, derslerle, laboratuarımla, projelerimle ilgili yaşadığım karmaşıklıkları belli bir seviyede çözmem gibi pek çok sebepten dolayı artık doktora nedir sorusuna çok daha iyi cevap verebildiğimi düşünüyorum, en azından kendi açımdan.

Bu noktada artık okuyanlara kabul döneminde neler yapabileceklerine dair tavsiyeler verebilecek durumda olduğumu düşünüyorum.

Diyelim ki kabul geldi,

  • Hocaya neler sormalısınız?
  • Hocanın öğrencilerine neler sormalısınız?
  • Hangi kaynakları kullanabilirsiniz?
  • Okul seçerken nasıl kriterleri göze almalısınız?

gibi soruları cevaplamaya çalışacağım sizler için. Aynı şekilde eğer daha başvuru sonuçlarınız belli değil ise,

  • Hocalara nasıl bir mail atabilirsiniz?
  • Nasıl kaynaklardan başvuruları takip edebilirsiniz?

gibi sorularınızla ilgileneceğim. Bir de, her ne kadar haddim olmadığını düşünsem de, “ben olsam ne yapardım, şu anki bilgimle nasıl hareket ederdim” sorusuna cevap olarak, eğer tüm başvurularınızdan reddedildiyseniz neler yapabileceğinize dair birkaç tavsiye vermek istiyorum.

Çok vakit kaybetmeden en baştan başlayalım. Diyelim ki kabul aldınız, öncelikle tebrikler!!! İşin en zor kısmını geçirdiniz. Bundan sonraki süreç tabii ki kolay olmayacak, üzüleceksiniz, mutsuz olacaksınız, düşük maaşla çok saatler çalışacaksınız, geleceğiniz belirsiz olacak; ama doktora sahibi olacaksınız.(!)

Şaka bir yana, artısıyla eksisiyle umarım çok güzel bir süreç geçirirsiniz. Ben her ne kadar yeri geldiğinde mutsuz da olsam, yorulsam da çok fazla şey öğrendiğim, günün sonunda bana kattıklarından mutlu olduğum bir 5 ay geçirdim. Tabii ki daha yolun çok başındayız pek çok şey göreceğiz yaşayacağız, ama yer yer karşınıza çıkacak engebelerin sizi uzun vade vizyonunuzdan şaşırtmamasını, mutluluğunuza ket vurmamasını dilerim.

Öncelikle dikkate almanız gereken faktörlerden bahsedelim.

Doktora’da Okul Seçiminde Ne Önemli?

Tabii ki bu sıralama insandan insana çok değişecek, aynı şekilde bu listeye koyacağınız elemanlar da size göre değişmeli, ama genel bir çerçeve olarak benim görüşüm.

  • Hoca/Danışman
  • Laboratuvarın Araştırma Kültürü
  • Okul
  • Ülke/Şehir
  • Maaş
  • Bölümün Lisansüstü Kültürü

Hoca/Danışman İle Başlayalım

Danışmanınız inanılmaz önemli. Sonraki 4–6 yıl boyunca çok ciddi vakit geçireceğiniz, başarılarınızı ve başarısızlıklarınızı paylaşacağınız, sizin ne yapacağınıza karar verecek, ne kadar çalışacağınıza, nasıl çalışacağınıza karar verecek kişi danışmanınız olacak. Burada çok genel bazı stereotipler var. Mesela “Yaşlı hoca daha tecrübeli olur, çevresi geniş olur ama öğrenciyle ilgilenecek vakti daha az olur.”, diğer yandan “Genç hocanın tecrübesi veya çevresi daha az olur, ama öğrenciyle ilgilenecek vakti daha fazla olur, projeyle daha içli dışlı olur” gibi genel kabuller var; benim şahsi gözlemime göre o kadar gerçeklikten uzak da değiller.

Ben şu an bir genç bir de görece daha tecrübeli bir hocayla çalışıyorum, genç hocamın alıp benim kodumu düzeltip geri göndermişliği var, çok daha kolay bir şekilde boş saatinde toplantı ayarlayabiliyoruz, daha esnek. Ancak her genelleme gibi, bu genellemeler de hatalı. Kişinin kendisini araştırmak, tanımak gerek.

Eğer bir insanla 5 yıl çalışacaksanız, beraber espri yapabiliyor musunuz, sizi anlıyor mu, kişiliğiniz uyuşuyor mu, düşünce yapılarınız benziyor mu… gibi gibi pek çok soru ortaya çıkıyor. Doktora aşırı zihinsel bir iş, eğer danışmanınıza rahat bir şekilde soru soramıyorsanız, fikrini alamıyorsanız, kendi fikirlerinizi anlatamıyorsanız bir problem var demektir.

Aynı şekilde danışman/öğrenci ilişkisinin inanılmaz asimetrik bir güç dinamiğine sahip olmasından kaynaklı olarak(danışman öğrenci üzerinde çok ciddi güce sahip, basbayağı geleceğini kontrol ediyor aslında) sizinle sağlıklı bir ilişki kuracak, güveninizi ve çabanızı suistimal etmeyecek danışmanlar bulmanız önemli. Peki bunları nasıl anlayabilirsiniz?

Hocanın blog postları olsun, kişisel web sitesi olsun bunları inceleyin. Eğer önceden video görüşme yapmadıysanız kesinlikle yapmaya çalışın. Eski öğrencileriyle görüşün, şu anki tecrübeli öğrencileri ile görüşün, yeni öğrencileri ile görüşün. Öğrencilerle konuşurken korkmayın, öğrenciler sizin dostunuz olacaktır; öğrencinin halinden en iyi öğrenci anlar. Aklınıza gelen soruları mümkün olduğunca sormaya çalışın, yanlış bir seçimden dönmek o seçimi başta yapmamaktan her zaman daha zordur. Pişman olacağınıza paranoyak olmaya çalışın.

Laboratuvar Araştırma Kültürü Nedir?

Dışardan bakınca bu kelimeler yan yana geldiğinde sizin için hiçbir şey ifade etmiyor olabilir, normaldir. Benim için de aşırı kesin anlamları olduğunu söylemeyeceğim. Ama genel olarak şu tip soruların cevaplarını bilmeniz iyi olur.

  • Hoca öğrencilerinden nasıl bir performans bekliyor? Bazı hocalar ilk yıl makale ister, bazıları 3. yılında çıkarsan da olur yeter ki çok iyi bir konferansa gitsin der, bazıları nasıl istersen öyle gidebilirsin şeklinde yaklaşır. Hocanın yaklaşımını bilmek, sizin beklentilerinizi de daha net oturtur, kendinizi beklemediğiniz bir tempoda bulmamış olursunuz.
  • Ne kadar hiyerarşik bir yapı mevcut? Bazı lablarda hocayla çok fazla direkt iletişime geçip beraber çalışırken, bazı lablarda çoğunlukla Postdoc’larla çalışıyor olabilirsiniz. Eğer “ben bu hocayla birlikte araştırma yapmak istiyorum” şeklinde bir beklentiyle gidip bir anda kendinizi Postdoc’la çalışıyor bulursanız, doktora motivasyonunuz daha başlamadan düşebilir. Beklentileri oturtmak önemli.
  • Çalışma sistemi nasıl? Bazı lablar 8–5 çalışır, bazıları haftada yalnızca 2 saat senkron toplantı yapar. Size uygun olan sistemi seçmek gerek.
  • Genel olarak o labda insanların çalışma motivasyonları, tarzları, istekleri, gereklilikleri… vesaire nasıl? Ondan sonraki 5 yılınızı oradaki insanlarla birlikte aynı ortamda atmosferde çalışarak geçireceksiniz. Toksik rekabetin olduğu bir ortamda bulunmak istemezsiniz mesela. Sevdiğiniz insanlarla birlikte çok daha iyi çalışacaksınız, o yüzden seveceğiniz insanların olacağını düşündüğünüz ortamları yeğlemelisiniz.

Okul

Okul kısmı biraz karışık. İyi bir okul olması tabii ki iyi, ama iyi okul tam olarak ne demek? İki okulu nasıl karşılaştırırsınız? İnternetteki sıralamaların çoğu lisans seviyesinde fena olmayan karşılaştırmalar verse de lisansüstü seviyede yeterli bilgiyi sağlamayacak. Aynı şekilde bölüm sıralamalarını ne derece karşılaştırabileceksiniz?

Genel olarak mezunu olmaktan mutlu olacağınız bir okul seçmeye çalışmanızı tavsiye ederim. Sadece okula bağlı olarak seçim yapılmaz, ama okul hiçbir şey de değil. Kimliğiniz okula bağımlı, iş başvurularınız okula yine belli bir seviyede bağımlı, yaşantınız okula bağımlı. Barınmanız, yemeniz, içmeniz, maaşınız, çevreniz okula bağlı. Bunları değerlendirmek gerek.

Kesin söyleyebileceğim en önemli şey sadece okul adına/sıralamasına bakarak seçim yapmanızın mümkün olmadığı. Sizin için önemli olan faktörleri görüp ona göre karar vermeniz gerek. Bilgisayar mühendisliği için csrankings.org gibi siteler var, sizin bölümünüz için de var mı bakabilirsiniz.

Ülke/Şehir

Her ne kadar burada 4. sırada gibi gözükse de aslında belki de en önemlisi olabilir ülke şehir. Genel olarak ortalama 2 şehir arasındaki fark sizin için aşırı etkilemese de, ciddi farklılıklar hayatınızı hayal edemeyeceğiniz derecede değiştirecektir.

  • Banliyö ve şehir hayatı arasındaki farklar
  • Avrupa/Amerika/Asya farkları
  • Aynı kıtada bile ülke/şehir bazındaki farklılıklar çok önemli.

Ne olursa olsun, hiçbir zaman unutmayın siz orada en az 4–5 yıl yaşayacaksınız. Sevmediğiniz bir yerde 5 yıl yaşamak istemezsiniz, bana güvenin. Yaşadığı şehirleri beğenmeyip doktorayı bırakmayı düşünen arkadaşlarım var sırf bunun yüzünden.

Maaş

Doktora yaparken belli bir seviyede maaşınızın düşük olacağını zaten kabulleniyorsunuz, ama bu yine de üstüne düşünmemeniz gerektiğini göstermiyor. Maaşınızı tam detayıyla sorun.

  • Ne şekilde bir maaş yapısı var? Toplam para kaç ayda, hangi aralıklarla veriliyor?
  • Ne kadar vergi ödeyeceksiniz? Bunu hocalara/idareye sorduğunuzda çoğu zaman bilmiyor olurlar, bölümdeki diğer öğrencilere sorun.
  • Aylık ortalama harcamanız ne kadar?
  • Ek iş yapabiliyor musunuz, ek çalışabiliyor musunuz?
  • Yazları staj yapabiliyor musunuz, staj imkanları nasıl?
  • Ekstra ücretler var mı. Benim okulumun mesela dünyanın en saçma dönemlik 542.5$ bir ücreti var. Yıllık aldığımı düşündüğüm ücretin 1100 dolarını oraya veriyorum, rezillik. Bu tarz durumları gitmeden öğrenin ki bütçe planlaması yapabilin.
  • Eğer yeterince para kazanmıyorsanız, huzursuz olacaksınız. Huzursuzsanız, mutsuzsanız, çalışamazsınız. Çalışsanız bile, verimli çalışamazsınız. Bunu kendinize yapmayın, hayat bu şekilde yaşamak için çok kısa.

Bölümün Lisansüstü Kültürü

Bu da yine biraz soyut kalıyor, örneklerle açıklamaya çalışayım. Ben kendi bölümümün lisansüstü kültürünü çok seviyorum.

  • Tüm lisansüstü öğrencilerin olduğu toplu bir slack channelı
  • Lisansüstü öğrenci topluluğu ve düzenlediği etkinlikler
  • Haftada bir gün 2 saat kahve eşliğinde sosyalleşme etkinliği
  • Yeni gelen lisansüstü öğrencileri için etkinlikler, mentörlük sistemleri
  • Genel olarak araştırma odaklı lisansüstü dersler. Minimal ödev, minimal sınav, notun ciddi bir kısmı araştırma projesinden geliyor.
  • Aynı şekilde araştırmaya odaklanmamız için minimal sayıda ders.

Bu tarz farklı faktörler okulun/bölümün lisansüstü departmanına nasıl baktığını gösteriyor. Bu kültür sizin yaşayacağınız sistemik problemleri hızlı çözmenizi sağlayabiliyor, bazen yaşamadan engelliyor. Önden araştırmak çok zor, öğrencilerle konuşmanızı tavsiye ederim bu sebepten dolayı.

Ne Tarz Kaynaklar Var?

  • https://www.thegradcafe.com — İnsanların başvuru sonuçlarını aldıklarında paylaştıkları bir web sitesi
  • https://www.quora.com — İnsanların soru sordukları, başkalarının cevapladıkları bir site. Quora’daki cevapları inceleyebilirsiniz, kendi sorularınızı sorabilirsiniz. Çok kaliteli farklı arka planlardan insanlar var, ciddi efor sarf ediyorlar cevaplar için yeri geldiğinde. Sorularınızı sorabilirsiniz.
  • Üniversitelerin sanal ziyaret günleri. Profesörlerle konuşmak için kaydolabilir, genel sunumlara katılabilirsiniz.
  • (aklınıza gelen kaynak varsa yorum olarak ya da alpkeles99@gmail.com’a ya da bana başka herhangi bir şekilde iletirseniz size bir kahve ısmarlar + kredi vererek kaynağı buraya eklerim, şimdiden teşekkürler)

Sonuçlarım daha belli değil, ne yapmalıyım?

Öncelikle gradcafe’yi inceleyin. Eğer daha hiçbir şey belli değilse, büyük ihtimalle zaten hiçbir şey belli değildir; çok da bir şey yapmasanız da olur. Eğer bölümden kabuller gelmeye başlamışsa, yanına başvurduğunuz hocayı kibarca dürtüp varlığınızı hatırlatabilirsiniz. Çoğu zaman bu aşamada artık çok da yapabileceğiniz bir şey olmuyor ama kendinizi hatırlatmanız hiçbir zaman kötü değildir. Aşağıya küçük bir İngilizce şablon bırakıyorum.

Subject: PhD Application Inquiry

Dear Professor [Name],

I hope you are doing well, I have recently saw that admissions are concluded/in the process of conclusion and wanted to ask if there is anything I might or should do at this point.

Sincerely,

[Name]

PhD. Applicant

Tüm başvurularımdan reddedildim, ne yapmalıyım?

En başta da belirttiğim gibi, ben şanslıydım, bu durumla boğuşmam gerekmedi; ama yine de birkaç fikrimi belirtmek istiyorum. Öncelikle, geçmiş olsun. Kesinlikle hak etmediğiniz için reddedilmediniz. Birkaç tane çok basit ama o ret aşamasında aklınıza gelmeyecek ihtimal bırakıyorum.

  • Hocalar öğrencileri o anki fon miktarlarına göre alıyorlar. Başvurduğunuz hocanın yeterli fonu olmayabilir, belki de o yıl öğrenci almayacaktır. Bu duruma düşmemek için önden konuşmak iyi olabilir, ancak genel olarak bu çok sık karşılaşılan ve insanların farkında olmadığı bir durum. Yeterince iyi olmadığınız için alınmamış gibi hissetmeyin, hiç kimse alınmamış da olabilir.
  • Çoğu zaman çok fazla çok iyi başvuru arasından 1–2 kişinin seçildiği bir süreç doktora süreci. Maalesef ki sistemin içinde aşırı fazla şans oluyor bu durumda. Bu şansı mümkün olduğunca fazla farklı yere başvurarak, hocalarla önden konuşup başvuruyu daha güçlü hale getirerek arttırabilirsiniz, ama yine de ortada bir şans faktörü var. Moralinizi bozmamak, bir sonrakine devam etmek önemli.

Bu gibi sebeplerden ötürü sakin kalmak önemli. Gerekli ön hazırlığı ve çalışmayı yaptıysanız, ortaya koyduğunuz mektupla, çabayla, referanslarla, özgeçmişle mutluysanız, mutlu olmaya devam edin. Umarım sizi mutlu edecek bir sonuca ulaşırsınız!

Yazı genel olarak bu kadardı, normalde buraya geldikten sonra olacaklara da değinmek istiyordum ama yeterince uzattım zaten, bir sonrakineymiş artık. Kendiniz iyi bakın, sağlıcakla. Yorumlarınızı, eleştirilerinizi, fikirlerinizi bekliyorum!

--

--

Alperen Keleş

PhD Student at University of Maryland College Park working on Programming Languages. Chess player, coder and your friendly neighborhood writer!